Özel İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, öğretmenlerin ve öğrencilerinin gelişimlerine yönelik seminerlerine bir yenisini daha ekledi. “Türkçe’nin Gücü” konusunun anlatıldığı seminere Türk Dil Kurumu, Bilim Kurulu Üyesi, Celal Bayar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe İlker konuk oldu.
Hintçe, Çince, Arapça ve İngilizce ile birlikte Türkçe’nin de dünyanın en eski ve zengin beş dili arasında yer aldığını açıklayan İlker, Türkçe’nin tarihsel ilk yazılı metinlerinin 8. yüzyıla dayandığını belirtti. Rumi ve Göktürk yazılarından oluşan Türkçe’nin ilk yazılı metninin Göktürkçe olduğu bilgisini veren İlker; “O yıllardan beri Türkçe yüksek anlatım ve ifade gücüne erişmiştir. Orhun Yazıtlarındaki anlam olayları ve kavramlar üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapan Doğan Aksan, Türkçenin yaşının yazıtların tarihinden 3 bin yıl geri götürülebileceğini belirtmiştir. Türkçe ve Sümerce dillerinin ilişkilerini inceleyen Osman Nedim Tuna da 167 kelimede ses denkliklerini tespit ederek iki dil arasında akrabalık olduğunu söylemiştir. Tüm bu bilgilere baktığımızda Türkçe’nin yaklaşık olarak 10 bin yıldan beri işlenen bir dil olduğunu görebiliriz” dedi.
Dilin, yazılı eserlerin üretilmesi ve sözlü ürünlerin de dönemleri içinde yazıya geçirilmesi ile günümüze geldiğini belirten İlker sözlerini şöyle sürdürdü; “Bugün kullandığımız Türkçe yüzyıllardan beri bir ırmak gibi Asya’dan Avrupa’ya kadar akmış, bu akış hem yazılı hem de sözlü olarak işlenmiştir. Uygur Türkçesi Sanskritçe ve Soğdakça’dan yapılan tercümeler ile bu alan genişlemiştir. Türklerin İslam medeniyetine girdikten sonra binlerce sayfalık eserlerde yüksek derece işlenmişlikleri Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig’inden, Araplara Türkçeyi öğretmek için Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı Divanü Lügati-l Türk eserlerinden görebiliriz. Sözlü işlenmişliklere örnek ise Dede Korkut Hikâyelerini ve Battal Gazi anlatılarını gösterebiliriz. Bu veriler, Türkçenin tarih derinliği ve coğrafya genişliğinde son derece sağlam ve sürekli bir yol aldığını göstermektedir. Bu Türkçenin bir yönüdür. Türkçenin gücünün diğer bir yönü ise yapısıdır. Bildiğiniz gibi Türkçe eklemeli gruba girer ve ekler, kök üzerinde sağa doğru eklenir. Böylece tarih boyunca yapı bakımından hiçbir aksaklık olmamış dilimiz dönemlere ve ihtiyaçlara göre yeni kelimeler türetmiştir. Şu anda Türkiye Türkçesi yazı dilinde sözcük maddesi olarak 200 binden fazla kelime vardır. Türkçe yalnızca alıcı bir dil olmamış, aynı zamanda verici bir dil olarak da yakın komşularına yüzlerce kelime vermiştir. Günümüzde yapılan bilimsel çalışmalara göre; Çince’de 307, Farsça’da 2545, Urduca’da 277, Arapça ve lehçelerinde 1981+94, Ermenice’de 4262, Yunanca’da 1520 vb birkaç dilde daha Türkçe kelimeler tespit edilmiştir. Türkçeyi sevmek ve işlemek için çok okumak gerekiyor. Türkçe eserleri, romanları, hikayeleri okumanın yanı sıra yazmayı da severseniz dile hakimiyetiniz artar ve ne düşündüğünüzü görebilirsiniz.”