İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

EGİAD Başkanı Mustafa Aslan: İzmir'in Sinerjisi İle Dönüşüm Başlıyor...

Bu sayımızda; ismindeki dinamizmi başarılı yönetimi ile yakalayarak, çalışmalarını güncel çerçeve üzerinden yapılandıran
 
Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin (EGİ- AD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan’ı konuk ediyoruz. Bir yandan işletmelerin ufkunu açarak, farkındalıklarını arttırmak konusunda projeler üretirken, diğer yandan senfoni orkestrası kurmaya hazırlanan EGİAD, üretimin her alanına destek vermeyi sürdürüyor.
 
Gerek kendi üyelerinin gerekse Ege Bölgesi’nde faaliyetlerini sürdüren genç girişimcilerin yollarını açmak üzere oturttukları stratejileri doğrultusunda birbirinden başarılı projelere ekibi ile birlikte imza atan Aslan ile İzmir’de girişimcilerin avantajlarından, markalaşmanın önemine uzanan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
 
2019 yılı Egeli iş insanları açısından nasıl geçti? Ekonomik sürecin iş insanlarını zorlayan önemli başlıkları nelerdi?
Türkiye için kolay bir yıl değildi. 2019 yılı finansmana erişme konusunda, uluslararası platformlarda Türk işletmelerinin daha az yer aldığı bir sene olarak geçti. EGİAD olarak bu tablo karşısında karamsar olmak yerine projelerimize odaklandık. Marka da bunlardan bir tanesi… Ülkemizin genel olarak marka değerinde geçtiğimiz yıllara göre düşüş kaydedildiğini gördük. Bu nedenle ‘marka değeri’ altında hareket eden bizim gibi mikro işletmelerin, mevcut durumunun çok üstünde bir performans göstermesini beklemek doğru olmazdı. Üyelerimizin yüzde 60’ı dış ticaretle uğraşıyor. Yani markalaşma bizim için oldukça kıymetli… Bu nedenle ‘dış ticaret platformunda olabilme refleksini ve nosyonunu, bilgisini, ihracata ve döviz cinsinden getiri sağlayacak diğer faaliyetlere nasıl çevirebiliriz’ noktasına odaklandık. Türkiye’de ne yazık ki hizmet ve sanayi sektöründe markalaşamama sorunumuz var. Bununla birlikte inovasyon ve Ar-Ge konularında da eksiklerimiz var.
 
Onun dışında girişimcilik konusu üze- rinde yoğunlaştık. Hazineden akredite, Ege Bölgesi’ndeki ilk Melek Yatırım Ağı olan EGİAD Melekleri’ne imza attık. Bu süreçte 2015-2018 yılları arasında toplam 1000’nin üzerinde iş fikri dinleyerek, bunların 80 ta- nesini yatırımcılarımızla buluşturduk ve genç girişimcilere 500 bin Euro’ya uzanan bir yatırım olanağı sağladık. EGİAD Melekleri olarak destek verdiğimiz girişimciler sadece yatırım almakla kalmıyor, gelişimleri için de gereken desteği alıyorlar. Eksik oldukları finans, stratejik yönetim, pazarlama gibi işletme konularında da mentorluk yapıyoruz.
 
Marka konusuna yönelik olarak yürüttüğünüz çalışmalara değinir misiniz?
Belediyesi’nin paydaşıyla bir Marka Zirvesi yapmayı planlıyoruz. Bununla birlikte belediyemizin vizyonu çerçevesinde bu yıl altı tane Akdeniz şehri seçildi.
 
Eylül ayında fuarda bu kentlerin holleri olacak ve şehirlerin markalaşma süreçlerini işleyeceğiz. Bunun yanı sıra markalaşmaya ilişkin organizasyonlara imza atıyoruz. İlkini geçen sene Mayıs ayında, ikincisini Ekim ayında gerçekleştirdiğimiz ‘Markaların Başarı Hikayeleri’ isimli bir panelin, üçüncüsünü dernek merkezimizde gerçekleştirdiğimiz ‘Turquality’ konusu ile taçlandırdık.
 
İzmir iş hayatının SWOT analizini yapar mısınız?
İzmir girişimci yetiştirmiyor değil, İstanbul’da herhangi bir kuruma gittiğiniz zaman çok başarılı kişilerin İzmirli olduğuna çoğu kez şahit olduk. Demek ki buradan şu sonuç ortaya çıkıyor: Biz beşerî sermayemizi geliştire- biliyor ancak elimizde tutamıyoruz. 2018 yılında dünya ölçeğinde faaliyet gösteren bir danışmanlık firması ile 2017 verilerine dayanan bir çalışma hazırladık. İzmir’in diğer sanayi kentleri ile farklarına ve üstünlüklerine odaklandığımız bu çalışmada, İzmir’in yaşam maliyeti ve yaşam kalitesi açısından diğer kentlere oranla yüzde 10-15 daha avantajlı olduğunu tespit ettik. Üst-orta sınıf ve beyaz yakalılar için İzmir’de yaşamanın İstanbul, Bursa, Kayseri, Gaziantep gibi diğer sanayi kentlerinde yaşamaktan daha avantajlı olduğunu gördük.
 
İzmir, 40’lı yaşlarda üst-orta sınıf, iyi eğitim almış kişiler tarafından tercih ediliyor. EGİAD olarak 30’lu yaşlarında iyi eğitim almış kesimin İzmir’e göç etmesini istiyoruz, çünkü en çok üreten ve tüketen kısım bu yaş aralığındaki kişilerden oluşuyor. Eskiden 30’lu yaşlarda üye başvurusu alırdık, artık 20’li yaşların başında başvuru alıyoruz. Burada işletmesi olan ikinci kuşakları kaybediyorduk. Artık bu döngüyü kırmaya başladık.
 
İzmir’de girişimci olmanın olumsuz yanlarına da değinecek olursak…
İzmir; çok renkli, kıymetli, çok farklı artıları olan bir şehir… Şu an İzmir’in merkezi yönetimleri, birçok STK ve Oda yöneticileri birlikte hareket etme kültürünü çok güzel başarıyorlar. Söz konusu sinerji de atılacak olumlu adımlar için çok kıymetli. Olumsuz avantajlar olarak bir değerlendirmede bulunamıyorum ama şunu söyleyebilirim, söz konusu birliktelik ruhu ve vizyon kentimizde düne kadar olmayan şeylerdi. İzmir’in dezavantajı da bu olmuş olsun.
 
2020’ye ilişkin plan ve projeleriniz nelerdir?
‘2020’de neler olacak’ sorusuna değil, ‘global pazarda neler yapılıyor, onlar bu süreçleri nasıl geçiriyor’ sorularına çözüm getirmeye odaklandık. 2020’de marka ve girişim konusu üzerinde çalışmayı sürdüreceğiz. Oluşturduğumuz uluslararası komisyonumuz ile üyelerimizin ticaretini geliştirmek için sektörel bazlı geziler düzenliyoruz. Mikro anlamda üyelerimize faydası olacak ziyaretler gerçekleştirip, toplantılar organize etmeye çalışıyoruz.
 
Geçen Mayıs ayında Portekiz’e gittik. Sanayi ve Ticaret Odası, Portekiz Yatırım Ajansı ve oradaki start-up’larla görüştük. Bir sonraki gezimizi yine İBB paydaşlığında Valencia’ya yapacağız. Hatta yakın zamanda kardeş şehrimiz olacak. Gelecek süreçte de yine üyelerimizin iş bağlantılarını ve ortaklıklarını geliştirebilecekleri ülkeleri tercih ediyor olacağız. Eski yıllarda olduğu gibi Amerika ya da Avrupa kıtasına gitmek yerine Afrika ya da Uzak Doğu’ya gitmeyi önemsiyor ve düşünüyoruz.
 
Bunların yanı sıra bir Sanayi Konseyi kurduk. Bu konsey, sanayimizin geliştirilmesi ve markalaşabilmesi konuları ile sanayideki sıkıntılar üzerine yoğunlaşacak. Nitelikli teknik eleman da bunlardan biri...
 
Bu dönem yine faaliyette olan EGİAD Think Tank, Ege Bölgesi’ndeki ilk sivil inisiyatifli kurulmuş düşünce kuruluşudur. Çalışmalarına girişimcilik ile başlayan EGİAD Think Tank, İzmir’deki girişimci eko-sistemini inceli- yor. Ardından Çin ile ilişkiler ve marka konusu üzerinde yoğunlaşacağız. Aslında EGİAD’da hizmet sektörü, sanayi, inşaat, maden, banka kurumları gibi birbirinden farklı alanları içeren, çok heterojen bir yapı var. Dolayısıyla çok sesli bir yapıya sahip olduğumuz için çok farklı konularda içerik geliştiriyoruz. Bunların bir kısmını derleyip akademik bir rapor haline getirmek istiyoruz.
 
Bir de 2-3 dönem sonrası için Filarmoni Orkestrasına dönüşmesini hedeflediğimiz, görev alanların yarısının öğrencilerden, yarısının ise profesyonellerden oluştuğu EGİAD Quartet Orkestrası’nı kurmaya hazırlanıyoruz. Türkiye’de Filarmoni Orkestrası olan ilk STK olarak, genç girişimcilere verdiğimiz destek gibi genç sanatçıların da yanında yer aldığımızı vurgulamak, misyonumuzun hayatın her alanında var olduğunu göstermek istiyoruz.
 
İzmirli genç iş insanlarına ne mesaj vermek istersiniz?
Önümüzdeki çağda, sosyal ve ekonomik hayatta aktif olmak isteyen kişilerin kendini güncellemekten başka çareleri yok... Gençlerimize bunların kat ve kat fazlası düşüyor. Eğitim süreci kesin olarak üniversite ile bitmiyor, hayat boyu eğitim şart… Sadece üniversite ile eğitimini bitirdiğini düşünenlerin ekonomik ve sosyal hayatta artık çok büyük bir özelliği olmayacak.
 
Yaşam boyu eğitim ve kendini geliştirme zorunluluğu, verebileceğimiz en net mesaj olacaktır.
 
İzmir’deki iş insanlarının ikinci, üçüncü nesle aktarılması konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konuda İzmir merkezli kurulan TAİDER ile oldukça gurur duyuyorum. Türkiye genç bir Cumhuriyet, bu nedenle yüzlerce yıl devam eden aile işletmelerini aramak biraz ülkemize de haksızlık olur. Dördüncü nesil olarak işletmesinin başında yer alan birkaç tane üyemiz var. Gelişime odaklanan kişilerin burada daha fazla kendilerini geliştiremeyeceklerini düşündükleri için gittiklerini kabul etmek lazım. Ancak bu noktadan sonra hikâye değişiyor. Burada kalan ve bu işleri devir almak üzere parmak kaldıranların sayısı arttıkça elbette daha fazla aile işletmesi göreceğiz.

 

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir