İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

İAOSB'de 'Aile Şirketleri Geleceğe Nasıl Taşınır' Konusu Tartışıldı

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği tarafından düzenlenen “Aile İşletmelerini Geleceğe Taşımak” konulu seminer, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Aile işletmelerinin nesiller boyu devamlılığı konusuna ışık tutan kurumsallaşma ve sürdürülebilirlik başlıklarının ele alındığı toplantıya, TETA Teknik Tarım Yönetim Kurulu Üyesi Sumer Tömek Bayındır ve EKOTEN Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Ünlütürk konuşmacı olarak katılırken, TAİDER Akademi Koordinatörü Mustafa Bayındır moderatörlük yaptı.
 
Türkiye’deki aile şirketlerinin kurumsallaşarak daha güçlü ve sürdürülebilir şekilde büyümesini destekleyen toplantının açılış konuşmasını yapan İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş; “Türkiye’deki işletmelerin en büyük sorunlarından biri, aile şirketlerinin uzun soluklu olmamasıdır. Ne yazık ki nesilden nesle geçerken, şirketlerin çok büyük bir kısmı varlığını sürdüremez hale geliyor. Bu da söz konusu şirketleri kuranların hayata bakışı ile yeni jenerasyonun vizyonu arasındaki farklılıklardan doğuyor. Bir diğer sıkıntı da ülke olarak sanayiciliğe çok geç başlamış olmamızdır. Bu anlamda Türkiye’de 100 seneyi aşan firma sayısı çok azdır. Bununla birlikte bilimin ve teknolojinin geçmiş devirlere göre daha hızlı gelişiyor olması ve nesiller arasında birbirlerini anlama konusunda ciddi sıkıntıların olması da sorunları tetikliyor. Bu konularda toplum ve sanayiciler içerisinde farkındalık yaratmak ve nesiller arasındaki farkın kapatılmasına destek olmak gerekiyor” diye konuştu.
 
Toplantının moderatörlüğünü yapan Mustafa Bayındır, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 85’inin aile işletmelerinden oluştuğuna dikkat çekerek, diğer ülkelerdeki kurumların varlıklarını göz önünde bulundurduklarında, Türkiye’de aile şirketlerinin uzun ömürlü olmamasını tetikleyen en büyük riskin nesil geçişlerinde yaşandığını belirtti. Bayındır, sözü ‘Aile işletmesi’ kavramına, söz konusu işletmelerin avantaj ve dezavantajlarına değinecek olan Sumer Tömek Bayındır’a bıraktı.
 
TAİDER’i 40 kurucu aileyle İzmir’de kurduklarını belirten Sumer Tömek Bayındır,  hedeflerinin Türkiye’yi aile işletmelerinde nesilden nesle devir oranı en yüksek ülke konumuna getirmek olduğunu vurguladı. Bayındır; “Bize uzun yıllardır kurumsallaşmayı, ‘koltukları profesyonel yöneticiye terk et’ olarak öğrettiler. Biz de işin gerçeğini öğrenmek için tüm dünyada araştırmalar yaptık. Ortaya; birey özellikle de aile mensubu ise bu kişi, profesyonel davrandığı takdirde son derece başarılı bir yönetici olabiliyor. Çünkü adanmışlık, gözü karalık, hiçbir engel tanımamak özellikleri aile bireylerinde daha güçlü. Bunun sebebi de şirketi ayakta tutma güdüsünden kaynaklanıyor özellikle de ikinci nesil için. Çünkü birinci neslin çabalarını ikinci nesil görerek büyüyor” dedi.
 
Türkiye’de sanayileşmenin çok yeni olmasının önemine dikkat çekerek Şükrü Ünlütürk; “Türkiye’de üçüncü kuşaktan sonra firmaların ayakta kalma oranı yüzde 10’ların altına düşüyorsa, o zaman dikkatle üzerinde durmamız gereken konular var demektir. Çünkü ekonomiyi ekonomi yapan, rekabet gücümüzü belirleyen, refahı sağlayan, işsizlik sorununa cevap veren, kısacası tüm dünyadaki ekonominin itici gücü olan şey; özel sektörlerdir. Türkiye bu noktada önemli bir geçiş sürecinde çünkü aile şirketlerin devamlılığı ekonomiyi olumlu etkileyecek güçte. Aile işletmelerinin en büyük avantajı uzun vadeli düşünüp uzun vadeli davranabilmeleridir. Buna karşılık halka açık, bir ailenin denetiminde olmayan şirketlerde iş başına getirilen üst düzey yöneticiler olabildiği kadar hızlı bir şekilde ortaya karlılık çıkarma ve o karlılıktan kendilerine prim kazandırma peşinde olabiliyorlar. Çünkü hissedarların ve ortakların kar baskısı söz konusu oluyor. CEO’lar kendisini neyle kanıtlayacak? İşte bu uzun vadeli ve stratejik düşünmenin önünde bir engel. Diğer bir avantaj ise aile şirketlerinde kriz dönemlerinde hızlı karar alabilme yetkisi var. İster hızlı büyüme dönemlerinde, ister kriz dönemlerinde aile şirketi ortakları bir araya geliyor, konuşuyor ve bir karar alıp yürüyorlar” şeklinde konuştu.
 
İletişim ve liyakat çok önemli
 
Aile işletme mensubu olarak birçok farklı şapkayı bir arada taşımak zorunda olduklarını belirten konuşmacılar, şirket büyüdükçe bazı nesillerin söz konusu sorumluluğu devam etmek istemediklerini belirterek, bu süreçte neler yapılması gerektiğini paylaştılar.
 
Sumer Tömek Bayındır; “Türkiye kritik bir nesil geçişinin ortasında. Biz aile şirketi değiliz diyip kurumsallaştığını zanneden şirketlerin farkındalığını arttırıp herkesin aynı dili konuşmasını hedefliyoruz. Ailenin değerlerini korumanın yolu aslında iletişimden geçiyor. Bir kural gibi aile birliğini korumak için adım atalım. Burada birinci nesil kuruculara bu konuda çok büyük görev düşüyor. İkinci, üçüncü nesil arkadaşlarımızın da hem geçmişe saygı göstermeyi, hem kucaklayıcı olmayı hem de geleceğe yüzünü çevirmeyi hiçbir zaman ihmal etmemeleri gerekiyor. Unutmayınız ki aile şirketleri aslında çok uzun ömürlüdür. Yapılan araştırmalarda aile şirketlerinin ömrü 25 yıl olarak belirtiliyor, bununla birlikte diğer şirketlerin ömrü de 15 yıl olarak belirlenmiş” dedi.
 
Aile şirketlerinde rollerin ve işlerin tanımının önemini vurgulayan Ünlütürk; “Bizim kültürümüzün bu işe getirdiği avantajlar var dezavantajlar var. Çünkü bizim gibi ataerkil kültürde babaya ‘bunları artık ben yapayım’ demek aşağı yukarı mümkün değil.  Dolayısıyla roller ve işler tanımlı olmayınca bu sefer hem ailedeki dirlik bozuluyor hem de işletmenin sürdürülebilirliğiyle ilgili sıkıntı meydana geliyor. Biz ilk aile anayasasını 2000 yılında yazdık ve uzun yıllar uyguladık. Sonra çocuklar geldiğinde aile meclisi devreye girdi ancak biz çocuklarımızı, ‘herkes ne olmak istiyorsa onun eğitimini alabilir, istediği alan neyse o doğrultuda hayatını çizebilir. Bizim sizlerden baskıcı olacak şekilde bir beklentimiz yok. Biz sizlere iyi bir eğitim vermekle sorumluyuz onun ötesinde nerede başınız sıkışırsa yardım ederiz. Aile çok varlıklı olabilir, varlıksız olabilir, siz bunları unutun kendi ayaklarınızın üstünde durun ve hayatınızı kurmakta ilerleyin. Yarın bir gün mezun olduğunuzda bu şirketler olmayabilir ya da daha da küçülecektir. O yüzden siz akıllı olun ve kendi hayatınızı bağımsız bir şekilde planlayın ama birlikte çalışmak isterseniz, biz tabii ki sizinle çalışmaktan mutluluk duyarız’ dedik. Dolayısıyla burada gördüğünüz bu rol tablosu çok önemli, çünkü sonrasında bu şapkalar karışınca mutsuzluklar başlıyor. Bizim çocuklarımız doğal olarak hissedar ama hissedar olması demek illa o şirketi yönetmesi anlamına gelmiyor, şirketi doğru düzgün yönetilebilir bir hale getirdiysek, çocuk o işe de ilgi duymuyorsa işin sadece aile ve mülkiyet kısmında kalabilir. Ya da ben şirkette rol almak istiyorum diyerek işletmenin bir parçası olmak isteyebilir ama bunları çocukların seçime bırakmak lazım” diye konuştu.
 
Aile anayasası gerekli mi?
 
Yapılan araştırmalar sonucu kardeşler arası anlaşmazlıkların, miras ve genişletilmiş aile çatışmalarının aile içi çatışmalar haline dönüşerek sürekliliği etkilediğini belirten moderatör Bayındır; sorunlardan çok çözüm odaklı olunması için neler yapılması gerektiği üzerinde durmak gerektiğini belirtti.
 
Şirketlerin sürekliliği için aile anayasasının önemli bir araç olduğunu belirten Sumer Tömek Bayındır da, “Süreklilik gösteren şirketler 4 tane ana başarılı unsur saptamışlar; bunların ilki ‘iletişim’ ikincisi ise ‘yetki devri’. Ailenin veya şirketin yeterliliğini aktarabilir olmak ve bunu konuşmak çok önemli. Bunların altında liyakat var. Şirketin lideri olarak kimi, neden seçeceksiniz? Liyakat ve yetki devri konusu oldukça önemli... Bir genel müdür atadığınızda yetkilerinizi ona tamamen paket halinde sunmak zorundaysanız bu kişi aile bireyi ise ona da aynı paketi sunmak zorundasınız. Ama şirketini kendi bebeği gibi gören, hiçbir şekilde kendisi olmadan yaşayamayacağını düşünen birçok kurucu var. Özelikle Türkiye’de ayakta kalma savaşımız içinde bir de geleceğe bu tohumu atmak zorunda iken, bunu ciddiye alırsak aile şirketleri çok ciddi bir artı kazanmış olacak. Aile şirketlerinin devamlılığı konusunda işbirlikleri de büyük önem arz ediyor. Gençler işbirliklerine daha yatkın, ancak biz eski nesiller ortak çalışmaya pek sıcak bakmıyoruz. Ortak çalışma, geleceğin tek kuralı. Ortak çalışıyorsanız var olacaksınız yoksa dükkânı kapatacaksınız, maalesef böyle bir gidişatımız var. Bu tüm dünyadaki aile işletmeleri için çok büyük bir tehdit, iyi değerlendirilirse de harika bir fırsat” diye konuştu.
 
Birbirimizin deneyimleri ile çözüm bulabiliriz
 
Şükrü Ünlütürk de şirketlerin kurumsallaşması kadar, ortak karar verilen bir anayasa üzerinden saptanan kurallara bağlı kalmanın da çok önemli olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
 
“Aile üyelerinin şirketlerle olan ilişkilerinin tarifi kısmında da aile meclisi ve hissedar sözleşmesi diye iki organımız var. Aile Meclisi, 18 yaşını bitirmiş bütün çocuklar, evlendilerse eşleri, kurucu üyeler ve ilerideki kuşaklardan oluşuyor. Hissedarlar sözleşmesi de tümüyle kanuni bir anlaşma, yarın bir gün şirkete yabancı birisini de alsak bu sözleşmeyi imzalayacak. Hisseler nasıl alınır, satılır? Ortaklar ne tip işler yaparlar? Hangi şartlarda ‘hisselerini sat’ deriz, hangi şartlarda hisse satın alırız gibi kuralları içeren bir sözleşmedir. Kurumsallaşmanın ve aile ile ilişkileri tarif etmenin en önemli kazançlarından bir tanesi nitelikli profesyonelleri çekme ve tutma şansıdır. Çünkü aile bireylerinden bir tanesinin güç savaşları içerisinde emir vermesi şirketin zararına olur.”
 
Kendi şirketlerinde danışman tutarak mutabakat metni yazdırdıklarını belirten Sumer Tömek Bayındır da tüm bu paylaşımların ve deneyimlerin tüm şirketlere yayılması için TAİDER’i kurduklarını belirterek, aşama aşama ilerleyebilecekleri bir sistem kurduklarını belirtti. Ünlütürk de “Aslında bu toplantılarda temel olarak vermek istediğimiz tek bir mesaj var; ‘ben şimdi bir şey yapmayayım’ demekle olmuyor. Bu işler yönetilebilir, öğretilebilir, bunu yapmak mümkün. Bununla ilgili dünyada ve Türkiye’de birçok deneyimi ve bilgisi olan kişi var. Bu toplantılarda deneyimlerinizi paylaşmanız çok önemli çünkü her aile özel ama birbirimizin deneyimlerinden çözüm yolu bulabiliriz” diyerek sözlerini bitirdi.

 

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir