İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş ile Söyleşi

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş ile söyleşi
 
“Ülkemize ve kentimize karşı sorumluyuz ve bunun bilincindeyiz”
 
Göreve geldiği günden bu yana devraldığı çıtayı daha yükseğe taşımak amacıyla Yönetim Kurulu ile birlikte hizmet veren İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş; Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Özel İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi gibi oda ve kurumlarda üstlendiği görevlerle sanayinin bugünü olduğu kadar yarını için de çalışmalarını sürdürüyor.
 
İAOSB ve OSBDER Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinin yanı sıra Özel İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin Kurucu Temsilcisi olarak yapılan her çalışmada yer alan Uğurtaş ile okuldan EBSO binasına, ikinci kalite su çalışmalarından tramvay projesine uzanan birbirinden farklı konularda bir söyleşi gerçekleştirdik.
 
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın Eylül ayı meclis toplantısında 21 yıl boyunca üstlendiğiniz meclis üyeliği, meclis başkan yardımcılığı, komite başkanlığı gibi görevlerin ardından EBSO meclis üyeliğinden ayrılacağınızı açıkladınız. 21 yılın ardından neden böyle bir karar aldınız?
 
Ege Bölgesi Sanayi Odası’ndan çok şey öğrendim, gelişimimize çok katkısı oldu. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda görev aldığım 21 yıl boyunca hem meslek grubum adına hem de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttüğüm İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi adına ciddi çalışmalar yürüttüm. Bununla birlikte bu görevlerden iyi noktadayken ayrılmasını bilerek, gençlere yol açmak gerektiğini de düşünüyorum. Ne mutlu ki bu anlamda çok iyi bir noktadayken ayrılıyorum. Birçok arkadaşım bu kararımın çok erken olduğunu ve devam etmem gerektiğini söylediler. Ancak bundan sonra kendi işim, ailem ve kendim için de bir şeyler yapmak istiyorum. Bu süreçten sonra EBSO’nun; İzmir’e ve İzmir sanayisine hizmet etmeye devam etmesini diliyorum. Yönetime talip olan arkadaşlarımızın sanayicilerin sıkıntılarıyla birebir ilgilenmenin yanında kentin ortak sorunlarına çözüm bulmaya çalışmalarını, bu bağlamda İzmir için neler yapacaklarını ifade etmelerini bekliyoruz.
 
EBSO’dan devam edecek olursak, İAOSB tarafından yapılarak EBSO’nun kullanımına tahsis edilecek EBSO Hizmet Binası konusu son dönemlerde sıkça gündeme geliyor. Süreci kısaca aktararak gelinen noktayı paylaşır mısınız?
 
Bazen binayı yapmayacağımıza dair ortalıkta dolaşan söylentileri duyuyoruz ancak böyle bir şey yok. İAOSB’nin, Ege Bölgesi Sanayi Odası’na bir vefa borcu var. Bu niyetten yola çıkarak kendilerine tahsis ettiğimiz arsa üzerine EBSO’nun kendine hizmet binası yapması konusu gündeme gelmişti. EBSO Yönetimine, ‘buraya bina yapacak mısınız’ diye sorduğumuzda ‘yapamayacağız’ dediler. Biz de ‘bir önerimiz var, biz İAOSB olarak 6 bin metrekarelik arsanın üzerine hizmet binanızı yapalım, tahsisi ortadan kaldıralım’ dedik. Bunu söylediğimizde tahsisin üzerinden 10 yıl geçmişti, İAOSB Genel Kurulu istese bu tahsisi ortadan kaldırır, EBSO lehine ortada bir şey kalmazdı ama dediğim gibi, Bölgemizin kuruluşunu sağlayıp, gelişimine katkıda bulunan EBSO’ya vefa borcumuz olduğu için bir uzlaşı sağladık. İAOSB’nin kaynakları o süreçte binanın yapımı için elverişliydi. Bu uzlaşının üzerine EBSO Yönetimi ivedilikle bina yapım kararını aldırabilseydi, kısa zamanda EBSO hizmet binasını yapma şansımız vardı. Ancak ne yazık ki EBSO, anlaşmaya varılan bu kararı meclise taşımayı öteledi, süreç 2-3 yıla yayıldı. Sonunda meclisin iradesi baskın çıktı ve EBSO hizmet binasının İAOSB’deki arsa üzerine İAOSB tarafından yapılarak kendilerine tahsis edilmesi konusunda oy birliği ile meclis kararı alındı.
 
Ardından proje çalışmaları yapıldı. Proje tespit edildi. Bugün geldiğimiz noktada İAOSB’nin Genel Kurul kararı var. Bu karara göre binanın mülkiyeti İAOSB’de olmak kaydı ve İAOSB Genel Kurulu’nda alınan karara uygun olarak EBSO’nun tüm birimlerinin bu binaya gelmesi şartıyla bu bina yapılarak 49 yıllığına bedelsiz olarak EBSO’ya kiraya verilecek. Bizler, İAOSB olarak bütçemizi belirledik, en kısa zamanda bu yatırımı gerçekleştirmeyi umuyoruz.
 
İAOSB’ye dönecek olursak, son olarak hayata geçirmeye hazırlandığınız tramvay çalışması ile dünyada örneğine az rastlanır ulaşım ağına sahip OSB’lerden birisi olacaksınız. Çalışma nasıl ilerledi, sancılı bir süreç oldu mu İAOSB için?
 
Elbette, çalışmanın ilk başladığı dönemde gerek trafik gerekse katener direkleri tarafından taşınan ve tramvayın çalışmasını sağlayan elektrik hatlarının yüksekliğiyle ilgili endişesi olan katılımcılarımız vardı. Her türlü transferin rahatlıkla yapılabilmesi için kablo yüksekliği 5 metre 90 santimetre olarak yerleştirildi. Evet, bu süreçte sanayicimiz yoruldu ama iyiliklere ulaşmak için sıkıntı da çekmemiz lazım. Çünkü çok modern bir yatırım getirdik buraya. Bu vesile ile buradan kendisi zamanında karar alındığı için öncelikle Geçmiş Dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu’na ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’e teşekkür etmek istiyorum. Belediyenin tüm olanaklarını seferber edip, OSB’deki ulaşımın bu noktaya taşınmasını sağlamak, değil Türkiye’de dünyada sayılı bir örnektir bence. Tramvay hattının gelmesi ile sanayicilerimiz ve çalışanlarımız için çok çağdaş bir ulaşım aracını ve şeklini Bölgemize kazandırmış olduk.
 
Bir yandan dünyada enerji ve su kaynaklarına yönelik yaşanacak kıtlık uyarıları ve buna bağlı olarak artan maliyetler, diğer yandan yeşil mutabakat yaptırımları derken, bu alanda yürüttüğünüz bir diğer çalışma olan Atık Suyun Geri Kazanımı projeniz hakkında bilgi verir misiniz?
 
Kaynaklarımız günden güne eriyor. Özellikle su konusunda oldukça fakir bir kentte yaşıyoruz. İzmir’imizde suyun her damlasının çok büyük önemi var. Bizim gibi kuruluşların da gerek topluma gerekse yaşadığı şehre karşı sorumlulukları var. Teknoloji günden güne ilerliyor. ‘Madem ilerleyen teknoloji ile artık atık suyun tekrar arıtılıp kullanılabilme şansı var, biz neden bunun içinde olmayalım’ dedik ve projemizin çıkış noktası bu fikir oldu. Bir yandan yarınlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakma çabası gösterirken, diğer yandan hem artan maliyetlerin aşağı çekilmesi noktasında hem de Yeşil Mutabakat çerçevesinde üretim yapılması konusunda katılımcılarımıza fayda sağlamış olacağız.
 
Proje sonuçlarını rakamlarla da ifade etmek isterim. Katılımcılarımıza sunduğumuz suyu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden alıyoruz. Bu suyla birlikte sınırlı bir seviyede kuyulardan çektiğimiz yer altı suyu da kullanılmakta. Kullanılan suyu arıtma tesisimizde arıttıktan sonra deşarj ediyoruz. Arıtılmış Atık Suyun Geri Kazanımı projemizin hayata geçmesinin ardından deşarj ettiğimiz suyun yüzde 70’e varan kısmını geri kazanıp, ayrı bir dağıtım şebekesi ile rekabetçi bir bedelle tekrar katılımcılarımızın kullanımına sunmuş olacağız. İAOSB olarak 1 yıl içerisinde kullandığımız 4 milyon metreküp civarındaki suyun yüzde 70’ini geri kazanmayı hedefliyoruz. Böylece her yıl şehir şebekesinden 3 milyon metreküp daha az su tüketerek, sınırlı su kaynaklarımızın verimli kullanımı konusunda önemli bir adım atmış olacağız. Dünya Bankası Finansmanlı Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi kapsamında çalışmaları yürütülen ve 5 milyon Euro’luk yatırımla gerçekleştirilmesi planlanan başvurumuzun onaylanması durumunda yıllık yüzde 3 faiz oranı ile kredi kullanabileceğiz. Bu da elde edilecek su bedeli kazanımı ile orantılandığında 12 yılda yatırımın maliyetini karşılayacağı anlamına geliyor.
 
Bu, İAOSB’nin geleceğini de garanti altına almak demektir aslında. Çünkü bir yerde suya ulaşamazsanız orada ne üretim gerçekleştirebilir ne de yaşayabilirsiniz.
 
Su ile ilgili bir diğer başlık ise ikinci kalite su… Son yapılan Genel Kurulunuz’da ikinci kalite suyun dağıtım prensiplerini açıklayan önergeniz oy birliği ile onaylandı. Şu anda talepler nasıl?
 
İkinci kalite su her işletmenin kullanamayacağı, kullanabilmesi için ciddi yatırımlar yapması gereken bir dezavantaja sahip. Üstelik bu kaynak oldukça da kısıtlı. Geçmişte 4 bin metreküp ve üstünde su tüketimi olan firmalara tahsis edilen ikinci kalite suyun dağıtım prensiplerine ilişkin önergemiz son Genel Kurul’umuzda oy birliği ile kabul edildi.
 
Buna göre; Genel Kurul’umuzun kararlaştırdığı İkinci Kalite Su Dağıtım Prensipleri doğrultusunda; parsel sınırlarında tramvay çalışması sırasında yapılan geri dönüş su şebekesinden su talep eden katılımcılarımıza ikinci kalite su bağlanacak. Arıtılmış suyun geri kazanımı tesisi ile eksik olan geri dönüş suyu şebeke inşaatının tamamı ihale edilecek. Arıtılmış geri dönüş suyu şebekeye verilene kadar, kuyulardan elde edilen ikinci kalite su şebekeye bağlanacak. Arıtılmış geri dönüş suyu şebekesinin yapımına uygun olarak tamamlanan bölümlerdeki katılımcılarımıza talep etmeleri halinde ikinci kalite su verilecek.
 
Bir önceki Genel Kurul’umuzda Bölgemizdeki bazı sanayici dostlarımız ikinci kalite suyun 4 bin metreküp ve üstünde su tüketimi olan işletmeler tarafından kullanılmasını eleştirmişlerdi. Zaman zaman kulağımıza farklı platformlarda ikinci kalite su dağıtım prensiplerinin sorgulandığı konusunda duyumlar geldi. İAOSB’ye canla başla hizmet veren Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarımla birlikte bu söylemler bizi çok üzdü. Genel Kurul’da oy birliği ile belirlenen su dağıtım prensiplerinin ardından çıkılan duyuru sonrasında ikinci kalite suyun belli bir metreküpün üzerinde su kullanan işletmelere sunulması nedeni ile eleştiride bulunan işletmelerimiz, duyuruya rağmen bu suyu kullanmak için müracaat etmediler. Çünkü az önce de belirttiğim gibi ikinci kalite su her işletmenin kullanabileceği nitelikte değil. Hatta bu suyu kullanabilecek sektörler bile arıtma ve kimyasal kullanımı gibi ciddi yatırımlar yapmak zorunda.
 
Bizler iş üretiyor, proje geliştiriyor ve attığımız her adımda İAOSB’nin menfaatini düşünüyoruz. Meyve veren ağacı taşlamak yerine el birliği ile bölgemizi daha iyi seviyelere taşıma konusunda çalışma gerçekleştirip, onun için mücadele edersek, o zaman hepimiz için daha üretken, daha kolay ve daha verimli olanakları çok daha kısa süre içerisinde inşa edebiliriz.
 
Yarını düşünen çalışmalara imza atıyorsunuz. Bunların ilki açıkladığınız kaynakların verimli kullanımına yönelik olan çalışmanızdı. Diğeri ise geleceğin sanayisine yön verecek nesilleri yetiştiren okulunuz Özel İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi… Okulunuzun kuruluş günlerine gidecek olursak, böyle bir fikir nasıl ortaya çıktı?
 
Nitelikli eleman sorunu uzun zamandır sanayicimizin en büyük sıkıntıları arasında yer alıyor. Bunun da nedeni meslek liselerine yönelik son yıllarda oluşan olumsuz algı… Aileler çocuklarını meslek liselerine gönderme konusunda çekimser davranıyordu, günümüzde artık gençler de meslek lisesine gitmek istemiyor. Ne yazık ki 1950’li yıllarda sergilenen başarılı meslek lisesi kavramının her geçen gün etkinliğini yitirerek günümüzde istenilen başarıyı sağlayamayan gençlerin ‘en azından elinde bir mesleği olsun’ mantığına hizmet eden kurumlar haline dönüştüğünü gördük. Biz de İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi olarak biraz önce de vurguladığım gibi kentimize ve ülkemize karşı sorumluluğumuzun olduğu bilincinden yola çıkarak ülkemiz sanayine önemli katkılarda bulunacak nitelikte gençleri kazanmak için okulumuzu açmaya karar verdik. Yönetim Kurulu’muzda fikrimizi ilk ortaya attığımızda ‘yönetimi Milli Eğitim Bakanlığı’na mı devrederiz, işletmesini kendimiz yürütsek maliyetlerin altından kalkabilir miyiz’ diye endişelerimiz oldu. Yönetim Kurulu’muzla birlikte Türkiye’de OSB’ler içerisinde faaliyet gösteren gerek Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen gerekse işletmenin yönetimini kendisinin sürdürdüğü çeşitli okullara ziyaret gerçekleştirdik. Bu ziyaretlerimizde kurumun kendi bünyesinde okulun yönetimini sürdürdüğü okulların daha başarılı olduğunu gördük. Amacımız ‘yapmış desinler’ diye veya ‘biz üstümüze düşeni yaptık, gerisi bizi ilgilendirmez’ demek olmadığı için, asıl hedefimiz sanayiye can verecek yeni nesilleri en iyi şekilde yetiştirmek olduğu için okulumuzu yaparak yönetimini İAOSB çatısı altında gerçekleştirmeye karar verdik ve yola çıktık. O gün o iradeyi koymasaydık, yönetimin bizde olması konusunda ısrar etmeseydik, okulumuz bugün bu noktada olmazdı.
 
Gerek fiziki yapısı gerekse akademik kadrosu ile tüm Türkiye’de örnek gösterilen bir okula sahipsiniz. Ne kadarlık bir yatırımla hayata geçirdiniz okulu? İAOSB’nin yönetiminde olan okulun giderleri nasıl karşılanıyor?
 
Bölgemizin arsası üzerine kurduğumuz okulumuzu İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi sanayicileri olarak 2014 yılında arsa maliyeti dahil 40 milyon TL ile hayata geçirdik. Bu süreç içerisinde okulumuza Bölgemizin duayen sanayicilerinden birinin ismini vermek üzere bir teklifte bulunduk. Sağ olsun kıymetli sanayici büyüğümüz, ağabeyimiz Sayın Nedim Uysal, 7 milyon liralık bir bağışta bulunarak okulumuza ismini verdi. İAOSB’nin koyduğu 33 milyon liralık bütçe ve Sayın Nedim Uysal’ın koyduğu 7 milyon liralık katkı ile okulumuzun binasını tamamladık. Okulun açıldığı ilk günden bugüne her yıl olduğu gibi bu yıl da öğretmen maaşlarından öğrencilerimizin yemeğine, kıyafetine; kırtasiye malzemelerinden ulaşımlarına, ders kaynak setlerine hatta gezilerine, elektrik-su giderlerinden dezenfektanına-maskesine, kısacası okulumuzun ve öğrencilerimizin tüm giderleri İAOSB kaynaklarından ayrılan bütçe ile karşılanıyor. Bu yıl bahsettiğim tüm bu giderler için İAOSB kendi kaynaklarından okula 17,5 milyon TL’lik bir bütçe ayırdı. Bu rakam, her geçen sene artarak devam ediyor. İAOSB’li sanayiciler olarak bugünden sanayimizi geliştirecek nesilleri yetiştirmenin gururunu yaşıyoruz.
 
Meslek Liselerinin eğitim kalitesi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
 
Ülkemizde meslek lisesi algısı konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Birilerinin elini taşın altına koyarak bu algıyı değiştirmesi, başarılı çocukların da meslek liselerini tercih edebileceklerini, bu tercihlerinin sonucunda da isterlerse başarılı mühendis, isterlerse her firmanın almak isteyeceği nitelikte donanımlı teknisyenler olarak iş hayatında var olabileceklerini bilmeleri gerekiyordu. Biz, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi olarak tam da bunu yaptık.
 
Bugün faaliyette olan ancak ders materyali, laboratuvar ve atölyeleri eksik, boş geçen dersleri olan meslek lisesinden mezun, meslek lisesini en azından bir mesleği olsun bakış açısı ile tercih etmek zorunda kalan bir ‘ara eleman’ sanayicinin taleplerine ne derece yanıt verebilecek? ‘Ara eleman’ yerine ‘aranan eleman’ olmadıktan sonra bu sorun nasıl çözülecek? Biz bu noktalardan yola çıktık. Bizden sonra Kemalpaşa OSB de bu anlamda oldukça başarılı bir okula imza attı. Kendilerini de bu vesile ile tebrik etmek istiyorum. Bizim okulumuz gibi, Kemalpaşa OSB’nin okulu gibi Türkiye’de ‘nitelikli’ eğitim-öğretim veren, ‘doğru örnek’ diyebileceğimiz toplasanız 10 meslek lisesi var. Manisa OSB okulunu yaptıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’na devretti, sonuçlar az önce altını çizdiğim gibi tatmin edici ‘nitelikte’ olmayınca Milli Eğitim Bakanlığından okulun yönetimini geri aldı ve bugünlerde sık sık onların da başarılarını duyuyoruz. Eğer meslek liselerinin Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayacak yapıda olmasını istiyorsak, bu örnekleri arttırmamız lazım. ASELSAN yüzde 1’lik dilimden öğrenci alıyor. Demek ki birçok yer ‘niteliğin artması için’ meslek liselerine girecek öğrencilerin seviyesinin de yükselmesi gerektiğinin farkına varmış, İzmir niye bunun farkına varmıyor? Ne yazık ki okulları kendimiz yönetmediğimiz zaman diğer okullardan farkı kalmıyor. O okulları herhangi bir sanayi odasının yönetmesi de fark etmiyor çünkü öğretmenleri sen seçmiyorsun, sen eğitmiyorsun. Başarılı öğrenci için ‘öğretmenlerin de eğitilmiş olması lazım’ deniyor, doğru, kim yapacak bunu? Bugüne kadar vurguladığımız tüm bu kriterler özenle gerçekleştirilseydi, bugün ‘nitelikli ara eleman’ sorunu ile yüzleşmek zorunda kalmaya devam etmezdik.
 
Çocukların önüne hedef koyacaksınız, hatta en iyi hedefi koyacaksınız ki sizi tercih etsinler. Eğitim, Türkiye’nin en büyük sorunu. Biz sanayiciler, eğer ekonomimiz uygunsa bu yatırımları yapmak zorundayız. Yoksa ‘nitelikli ara eleman’ da ‘mühendis’ de bulamazsınız. Okulu sırf yapmış olmak için yapıp, kendimiz yönetmediğimiz sürece, diğer meslek liselerinden farklı olmayan bir yapı ile karşı karşıya kalırız, sonuç ise yine değişmez. Bu ara eleman krizi söylemleri onlarca yıl dile getirilmeye devam eder. O zaman da hedeflerimizin hiçbirisine ulaşamayız. Siz, elinizden gelenin en iyisini gençlere verin, mühendis mi teknisyen mi tekniker mi, hangisi olmak istiyorsa kararı onlar versin.
 
Meslek lisesi algısını değiştirdiğiniz zaman meslek liseleri başarılı çocuklar tarafından tercih edilir hale gelecektir. Siz çıtayı yükseltirseniz bu olumsuz algıyı kırar, meslek liselerinin başarılı öğrenciler tarafından da tercih edilmesini sağlarsınız. İşte o zaman bahsettiğimiz ‘nitelikli, aranan eleman’ tam anlamıyla gerçekleşmiş olur.
 
2014-2015 eğitim-öğretim yılında kapılarını açan ‘genç bir okul’ olmanıza rağmen bugün önemli başarılara imza atıyorsunuz. Öğrenci sayınız ve başarılarınız hakkında bilgi verir misiniz?
 
Kurulduğumuz ilk yıl LGS sınavında yüzde 30’luk dilime girenler öğrencilerin kayıt yaptırdığı bir okul iken 8 yıl gibi kısa bir süre içerisinde bugün çıtamızı yüzde 0,88’lik dilime giren öğrencilerin tercih ettiği okul haline getirdik.
 
Bugün okulumuzda, 4 okul yöneticimiz 46 öğretmenimiz ile birlikte 446 öğrencimizin en iyi şekilde eğitim-öğretim alması için çalışıyor. Son 4 yılda üniversiteye yerleşen öğrencilerimizin ortalaması yüzde 75 seviyesinde. Bu yıl 99 öğrencimiz üniversite sınavına girdi, tamamı üniversitelere yerleştirilmeye hak kazanırken, 89’u mühendislik fakültelerini kazanacak yüzdelik dilime girdi.
 
Öğrencilerimiz 2021 yılında katıldıkları TÜBİTAK Lise Öğrencileri Kutup Araştırma Projeleri Yarışması’nda Türkiye 3’üncülüğü elde ettiler. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda 2020 yılında Teknoloji-Tasarım alanında Ege Bölge 2’nciliğinin ardından 2021 yılında Teknoloji-Tasarım alanında iki projeleri ile Ege Bölge 1’inciliğini, Türk Dili ve Edebiyatı alanında Ege Bölge 3’üncüğünü kazandılar. Bu yıl ise öğrencilerimiz ulusal ölçekte düzenlenen ve 56 takımın yer aldığı Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik disiplinlerinin bir araya getirilmesi ile oluşan CSI Education 2022 Turnuvası’nda Türkiye 2’ncisi olurken, Darüşşafaka Lisesi tarafından düzenlenen 17. Hişt Hişt Sait Faik Hikaye Yarışması’nda Türkiye 1’incisi oldular. Yine bu yıl 53. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda Ege Bölge 1’inciliği, Türkiye 4’üncülüğü kazanan öğrencilerimiz, son olarak geliştirdikleri ‘Atıkmatik’ projesi ile de TEKNOFEST’te 8 bin 776 proje arasından Türkiye 2’ncisi oldular.
 
Eğitim alanındaki tek idealimiz; okulumuz çalışmalarımızı çok daha iyi yerlere getirerek öğrencilerimizin ülkemiz sanayisine katkı koyacak, sanayimizi ileri taşıyacak mesleki bilgiye sahip olarak okulumuzdan mezun olmalarıdır. Yönetim Kurulu olarak bundan sonraki çalışmalarımızı da bu amaç doğrultusunda gerçekleştirmeye devam edeceğiz.

 

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir