İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

Kısa Filmler Gecesi 1'inci Yılını Kutluyor

Kısa Filmler Gecesi 1’inci yılını kutluyor
 
Karaca Sineması’nda düzenlenen Kısa Filmler Gecesi, 1’inci yılını kutluyor. Etkinliği düzenleyen İzmir Sinema Topluluğu’nun kurucusu, yazar ve yönetmen Gökmen Küçüktaşdemir ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kısa Film Yönetmenleri Derneği'nin de üyesi olan Gökmen Küçüktaşdemir’in yazıp yönettiği "Zamanın Elleri", “Dijital Bataklık”, “Rujunu da Al Gel” ve “Can Nene” adlı 4 kısa filmi, belgeselleri ve tanıtım filmleri bulunuyor.
 
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
 
1977 yılında Ankara’da doğdum. İlk, orta ve lise tahsilimi Ankara’da yaptıktan sonra lisans eğitimlerimi Dokuz Eylül Üniversitesi Elektrik Bölümü ile Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü'nde yaparak Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde de Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım. Bu süreç içerisinde lise yıllarımdan bu yana 25 yıldır radyo programları, gazetecilik, editörlük ve yazı işleri ile meşgul oldum. Bunun yanı sıra TRT’de belgesel ve çizgi film seslendirdim.
 
Aslında okul hayatınız elektrik bölümü sonrasında gazetecilik olarak devam etmiş ancak şu anda hem yazar hem yönetmenlik yaparak sanat sektöründe yer alıyorsunuz. Sizi bu sektöre sürükleyen çalışma hayatınızdaki başarı öykünüzü kısaca anlatabilir misiniz?
 
Ben lise eğitimimi de üniversite eğitimimi de elektrik bölümünde tamamladım. Bunun sebebi de babamın makine mühendisi olması ve birlikte iş yapma düşüncesiydi. Ama lise yıllarımda okurken radyo programlarına çıkmaya başladım. Bu programlar üniversite hayatımda da devam etti. Mezun olunca da Yeni Asır Gazetesi’nde muhabirlik yapmaya başladım. Daha sonra Haber Ekspres Gazetesi’nde muhabirlik görevimin ardından son 4 yılı Yazı İşleri Müdürlüğü olmak üzere 11 yıl Sabah Gazetesi’nde çalıştım. Bu süreçte Sabah Egeli’yi kurduk. Bir müddet sonra da 9 Eylül Gazetesi’ne geçtim. Diğer taraftan radyo programlarım devam etti. Halk FM, Torbalı FM, SKY Radyo ve Radyo Aktif gibi birçok radyoda çalıştım. Ayda bir kez de Radyo1 TRT’de “Gecenin İçinden" programına daimî konuk oldum. Şu anda da “Tutkunun Peşinde” adlı programı sunuyorum.
 
Zaman geçtikçe medya içerisinde yazarak anlatamayacağım şeyleri görsel olarak anlatmaya karar verdim ve zaten meraklı olduğum sinema ile daha da detaylı ilgilenmeye başladım. Bugün çekmiş olduğum 6 adet kısa filmim, 2 adet belgeselim, tanıtım ve reklam filmlerim mevcut. Bu kısa filmlerimin 4 tanesi ödüllü filmler ve dünyanın her yerinde gösteriliyor. 2 tanesi ise bir yapımcı ile senaryolarını çektiğim filmler. Yönetmenliğimin yanı sıra yazarlık da yapıyorum. “Çoban Yıldızı”, “Sensiz Ölümdür Aşk” ve “Kayıp Anahtar” adlı 3 tane yayınlanmış romanım ve öykü kitaplarım var.
 
İzmir Sinema Topluluğu ne zaman, hangi fikirle, kimlerle kuruldu? Sizin yollarınız ne zaman kesişti?
 
İzmir Sinema Topluluğu, üyesi olduğum ve ulusal bir dernek olan Kısa Filmler Yönetmenleri Derneği üyeleri ile konuşarak oluşturduğumuz bir fikir olarak benim tarafımdan kuruldu. Şu an sadece sosyal medya üzerinden yürüyen bir grup. Buradaki amacımız bir çatı oluşturalım, insanlar gelsin beraber yeni işler çıkaralım, yeni projeler yazalım, bunlar için mekân gerekiyorsa mekân yaratalım ve bunun gibi gereksinimlerdi. Bununla beraber belli filmleri Türkiye’de gösterme çabasına girdik. Bu konuda Karaca Sineması’nın uygun olduğunu düşünerek sahibi Serdar Bey ile görüştüm ve ayda bir kez kısa filmleri seyirci ile buluşturmaya karar verdik. Bu ay 1’inci yılımızı dolduracağız.
 
Geçtiğimiz günlerde İzmir Sinema Topluluğu’nun düzenlediği Kısa Film Gecesi’nin 1’inci yılını kutladınız. Biraz bu geceden bahsedebilir misiniz? Hangi kategoride çekilen filmler yayınlandı? Bu sene 5 film 5 yönetmen konseptini uyguladınız, her sene yeni bir konsept mi olacak?
 
Belirli bir konseptimiz yok. Burada hayata geçirmeye çalıştığımız en önemli nokta bilgi sahibi olmak isteyen seyircileri işinin ehli insanlarla bir araya getirmek. Öğrenmek isteyene katkıda bulunarak doğru yönlendirme yapmak. Önceki dönemlerde İzmir Sinema Ofisi’nde çalışan, aynı zamanda İzmir Kısa Film Festivali Koordinatörü Gülen Saygı konuğumuzdu. Bize festivali ve İzmir Sinema Ofisi’ni anlattı. İnsanlara nasıl destek verdiklerinden, kendilerine nasıl destek olunduklarından ve festivalin nasıl bir süreçte işlediğinden bahsetti. Bu sene de bu konuşmayı Bornova Belediyesi Film Ofisi Direktörü ve Bornova Kısa Film Günleri Sorumlusu Nesli Özalp yaptı.
Bunun dışında 5 film 5 Yönetmen konseptinde; Kubilay Aksun “Ümitli Karanlık Yolculuk”,  Emre Balcık “My Lovely Boy”, Erdem Türsen “İki Yumurta”, Ozan Sertdemir “Teşekkürler Süpermen” ve Selçuk Uyan “Kızım Süper Kahraman Olacak” filmleri ile yönetmenlerimiz gecede seyirciler ile buluştu.
 
Bir Kısa Film’in kısa film olması için gerekli kriterler nelerdir? Seyircinin o kadar kısa sürede kaç tane duyguya girmesi beklenir?
 
Kısa filmler genel olarak 20 dakika olarak belirlenir. Benim kendi kısa filmlerimde baremim ise 7-8 dakikadır. Tabi bu konuya göre değişir. Özellikle son zamanlarda insanların ekrana bakma süresi kısalmış durumda ve daha da kısalacak. Dolayısıyla konsantrasyon süremiz oldukça azaldı. Bu duruma uygun daha da kısa filmler gelecek.
 
Aslında insanların duyguya girmesi iki karakterin ne konuştuğuna ve diyaloğun nasıl aktığına bağlıdır. Kısa filmin diğerlerine göre bazı avantajları var, aslında şiir gibidir ve bir kez işlediği zaman insan kendisini alamaz. Bazen bir tanesinin içinde birkaç duyguyu birden verebiliyoruz.
 
Her zaman iyi olan film, dizi ve kitabı birden fazla izlemeyi ve okumayı tavsiye ediyorum. Bugün bazı dizilerimiz Türkiye’den dünyaya açılıyor. Bunun nedeni de biz Türklerin birtakım duyguları daha iyi verebilmesi, daha derinlemesine yaşaması ve anlatabiliyor olmasından kaynaklanıyor. Bu ülkenin yazarları ve yönetmenleri aslında çok kıymetli ve yavaş yavaş da değer görüyorlar. Öfkemiz de hüznümüz de sevincimiz de büyük olduğu ve bu duyguları da yansıtmayı becerebildiğimiz için ya da yoğun bir aşkı hissedemedikleri için bizim gösterdiklerimiz onlara masal gibi geliyor ve öykünüyorlar. Bu durum hepimiz için geçerli.
 
İzmir Sinema Topluluğu’nun yanı sıra Kısa Film Yönetmenleri Derneği’nin de desteklediği bir gece. Başvuru, eleme ve değerlendirme süreçleri nasıl oluyor? Değerlendirmeyi kimler yapıyor?
 
Kısa Film Yönetmenleri Derneği Türkiye çapında faaliyet gösteren bir dernek. İzmir’de de bir sorumlusu var ve biz de onlarla beraber çalışıyoruz. Başvuru sürecinde yönetmenler bana filmlerini mail atıyorlar. Ben de bunları inceliyor ve izletilebilir bir film ise yayınlıyorum. Öncelikle 20 dakikanın altında mı ona bakıyorum. Daha sonra seyir zevk yaratıyor mu, insanları rencide edecek şeyler var mı bunlara bakıp elemem gerekiyorsa eliyorum. Şöyle bir şey de var; kısa filmciler filmlerini sinema da göstermek isterler. Ve Karaca Sineması İzmir için çok önemli ve sokağa açılan bir sinema. Bir sinema ile uğraşan kişi için filminin burada yayınlanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü beyaz perdede izlemek bambaşka duygular yaratır. Daha büyük pencereden bakmak daha da geliştirici olur. Ayrıca yaptığımız etkinlikler öğrenciler için de çok büyük bir fırsat. Bazı cast direktörleri oyuncularını dernek çatısı altında olanlardan seçebiliyor.
 
Bu etkinliğin geleneksel hale gelmesinde etkin rol oynayan başka kişiler ya da topluluklar var mı?
 
Bu etkinliğimiz aslında her ay 1 kez yapılıyor, ilki geçen sene Ocak ayında yapıldı, sadece yaz döneminde ara veriyoruz. Bu sene 1’inci yılı kutladık. Bir sürü film gösterildi ve birçok seyirci ile beraber olduk. Yönetmenler ve bir konukla beraber bu gösterimler devam edecek. Bu sene birinci yılımızda Yaşar Üniversitesi Film Yapım ve Eleştiri Topluluğu da konuklarımız arasındaydı. Üniversitelerde de potansiyel çok ve oradaki öğrenciler için üniversitelerinde benzer programlar yapsınlar diye ön ayak olmak lazım.
 
İzmir Sinema Topluluğunun bir üyesi olarak Türkiye’de film sanatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Genel olarak baktığımızda aslında sinema sektörü giderek gelişiyor. Fakat bu durum ekonomi ile çok ilişkili. Ekonomideki sıkıntılar büyüdükçe, bazı üretecek olan insanlar sektörden elini eteğini çekmek durumunda kalıyorlar. Ancak bir yandan da filmler yurtdışına satıldığı için gelişim devam ediyor. Aynı zamanda dijital platformların açılması ve performanslarının artmasıyla da insanlar daha fazla üretmenin içerisine girdiler. Her zaman yeni hikayelere ve bunu çekmek için de yeni ekiplere ihtiyacımız var. Çekim işleri maliyetli ama onları aştıktan sonra aslında süreç çok daha kolay ilerliyor. Bunun yanında daha fazla reklama ihtiyaç var. Ne kadar çok reklam o kadar fazla izleyici. Fakat en başta dediğim gibi ekonomi burada önemli bir faktör.
 
Önümüzdeki günlerde başka projeleriniz var mı?
 
Şubat ayında İstanbul’da da böyle bir organizasyonumuz olacak. Kendi yazdığım 2 tane uzun, 1 tane de kısa film projem var. Onları tamamlayıp, gelen teklifleri değerlendireceğim. Onun dışında bir müzikal oyunun yönetmenliği için teklif söz konusu. Onu da değerlendireceğim. Bu şekilde ilerleyeceğiz.

 

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir